Mutsuzlukla baş etmenin ilk adımı kendini tanımaktan geçer. Şu anda olduğum durumda beni ne mutsuz ediyor, ne canımı sıkıyor diye sormak lazım. Etrafımda devamlı neşe saçan ve üzgünken nadir gördüğüm insanlar var. Böyle insanlar girdikleri ortamı da neşelendirip size enerjisini aktarabiliyor. Peki onlar bunun için ne yapıyor?Aslında bunun cevabı çok zor değil. Kendilerini ve yaşadıkları hayatı seviyorlar. Hatta 1-2 tanesi her sabah kalktığında aynaya bakıp “şükretme egzersizleri” uyguluyor. Bir insanın neşeli ve mutlu olması için öncelikle kendini sevmesi, tanıması gerek daha sonra da iç huzurunun olması.
Çoğu kişinin para olmadan mutlu olunmaz dediğinden eminim ama Dalai Lama bu konuda şöyle diyor;
“Sakin ve barış dolu bir zihinsel durumu koruyabilirseniz, sağlığınız kötü iken de mutlu biri olabilirsiniz. Olağanüstü zengin biri de olsanız, yoğun bir öfke ve hiddet anında sahip olduklarınızın tümünü kırıp atmak da isteyebilirsiniz. O anda elinizdeki zenginliklerin hiçbir anlamı yoktur. Büyülü bir refah örtüsünün altında, hayalkırıklığına, gereksiz kavgalara, uyuşturucu ve alkol bağımlılığına kadar götüren ciddi ruhsal huzursuzluk vardır. Varlığın, zenginliğin, aradığınız tatmini ve neşeyi getireceğinin garantisi yoktur. Diğer yandan eğer içsel niteliğe, sakin-dingin bir ruha ve içinizde belirli bir dengeye sahipseniz dışsal olanaklarınız eksik olsa bile mutlu ve neşeli bir hayat yaşamanız mümkündür.”
Mutlu olmak için kendinize şu olduğunda çok mutlu olacağım demeyin. Benim tavsiyem her zaman anı yaşayın. Çünkü geçmişin üzüntüsü, geleceğin endişesi derken şimdi yaşadığınız an elinizden uçup gidiyor.
Aşağıda ki öneriler Prof.Dr. Osman Müftüoğlu’nun önerileridir. Oldukça faydalı olduğuna inanıyorum;
Hürriyet
Mutlu olmak için biraz yavaşlayıp, soluklanıp, gülün, nergisin, kirazın, baharın ve aşkın tadına daha çok bakmalıyız.
Kötüyü unutmalı, iyiye sarılmalı, birbirimize daha çok yaklaşmalı, yaslanmalıyız.
Birbirimize ve hayata daha çok inanmalı, güvenmeli, paylaşmalıyız.
Yaşamaktan daha çok hoşlanmalı, “keşke”lere ,”oysa”lara “ben”lere daha az takılmamalıyız. Pişman olmamalı, pişmanlık duyacağımız şeyleri yapmamalıyız.
Daha az istemeli, daha çok vermeli, daha az küsüp daha çok sevmeliyiz.
Üzüntüden kaçmalı, kendini bilmeli, fazlalıklarımızı atıp hafiflemeli, köşelerimizi, sivriliklerimizi törpülemeliyiz.
Olumlu düşünmeli, güzel ve hoş şeyler düşlemeli, zihnimize bize iyi ve güzel gelecek beklentiler yüklemeliyiz.
Sosyal ilişkilerimizi geliştirip güçlendirmeli, aidiyet duygusuna önem vermeli, inanç dünyamızı güçlendirip geliştirmeliyiz.
En zor zamanlarda bile “Bu da geçer” deyip dik durmayı becerebilmeliyiz.
Kendimize ve ailemize zaman ayırmalı, kişisel gelişimimizi sürdürmeliyiz.
Kısa bir not olarak kendi önerimi de eklemek istiyorum; kendinizi her zaman gülmeye, her zaman neşeli olmaya odaklamayın. İnsanlar kötü şeyler yaşayabilir. Her zaman gülücükler saçamayız ama her zaman karamsar da olamayız. Bu bizi tüketir. O yüzden önce içinizdeki huzuru, dengeyi yakalayın. Her olaya karamsar yaklaşmaktan vazgeçin ve en önemlisi de her gece yatağa yattığınızda kötü geçen gününüz yerine güzel hayaller kurun. Çünkü hangi ruh haliyle yatarsanız öyle kalkarsınız ve nasıl kalkarsanız gününüzde öyle geçer.
Sevgilerle..
umraniyeonline
28 Kasım 2013 at 10:37Reblogged this on Ümraniye Online.
Ofisteki Stresi Azaltmanın Yolları - Hazal Çağla
29 Temmuz 2020 at 11:37[…] işinize birkaç saniye ara verip gülümsemeyi deneyin. Gülümsemek her zaman işe yarar 🙂 Mutsuzlukla baş etmek için başka öneriler için buraya […]
Ali
24 Ağustos 2020 at 16:03Özellikle şu dönem hepimizin biraz mutluluğa ihtiyacı var sanırım.
Hazal Çağla
24 Ağustos 2020 at 20:58kesinlikle 🙁
20 Dakikada Kendinizi İyileştirin! - hcagla.com
9 Haziran 2023 at 20:30[…] biraz yürümek. Hareket ve zihni çalıştırmak benim üzgün olduğum zamanlarda ilacım gibi. Mutsuzlukla Baş Etmek, Neşeli Olmak için Öneriler! yazımı da […]