Spor Rutini ve Zayıflama Yolculuğum

Şu başlık bana hiç yakışmadı ama yazacak birşeyde bulamadım. Sanki acayip fit olmuşum gibi büyük büyük laflar 🙂 Yine de mütevazi olamayacağım 70 kilodan 60 kiloya düşmeyi sonunda başardım.

Doğumdan önceki kilom 54. Daha yolum var ama en zoru 60’ı görmekti. Sonunda kendimi zayıf hissediyorum.

Önceleri Emre Çolak’la çalıştığımı bir yazımda bahsetmiştim. Şimdi de yine bir personel trainer’la çalışıyorum. Yine instagramdan takip ettiğim biriydi. Bu arada burada bir uyarı yapıyım, instagramda kendini sağlıklı beslenme danışmanı, online kilo koçu falan gibi tanıtanlardan uzak durun. Sağlıklı olmak için yapıyoruz herşeyi. İşi bilmeyenler yüzünden sağlınızdan olmayın.

Şu anda beslenme düzenim tamamen protein ağırlıklı ve çayıma attığım iki şeker dışında hiç şeker almıyorum. Ekmek, beyaz unlu gıdalar hayatımdan tamamen çıktı. Spor yapıyorum evde ama öyle hafif falan değil. 1.5 saat sürüyor ve bildiğiniz ben kan ter içinde kalıyorum. Gerçek anlamda yağ yaktığımı şimdi hissediyorum.

Spor olarak yaklaşık 3 haftadır sadece PT’nin verdiği programı yapıyordum. Fakat çok yavaş ilerledim geçen hafta baya kaçamaklı geçti. O yüzden bu hafta öğlenleri ninjamı uyuttuğumda zumba yapıp akşamları da PT’nin verdiği antrenmanları yapmayı planlıyorum. Bugün öğlen çok sevdiğim fitness blender’ın 5 günlük ücretsiz yağ yakma videolarını yapmayı planlamıştım ama ilk videoda çok sıkıldım. Sanırım onu bırakıp sadece zumba yapacağım.

3 haftadır baya alışmışım ama sporsuz bir günüm geçince çok mutsuz oluyorum. Ayrıca öyle 10 squat yapayım, 50 jumping jack yapayım falan kesmiyor. Bildiğiniz deli gibi ter atmak istiyorum. Ertesi gün karın kasımın ağrısından gülemeyim istiyorum 🙂 Çünkü sadece o şekilde yapılan sporun etkili olduğunu acıda olsa farkettim 🙂 Tabi benim söylediğim hızlı sonuç görmek isteyenler için. Eğer sağlam adımlarla yavaş yavaş ilerleyim derseniz bu kadar ağır spora ya da az kalorili diyetlere hiç gerek yok. Sadece sağlıklı seçimler yapın, şekeri kesin yeter.

Ayrıca tüm gün yediklerimi, sporumu falan instagram hesabımdan paylaşıyorum. Orası da beni epey motive ediyor. Kaçamaklarımı da paylaştığım için her zaman yapamıyorum. Bir kere patates yedim diye biri mesaj atmıştı, patates yenir mi bu saatte diye 🙂 Ondan beri dikkat ediyorum.

Kısacası benim anladığım ve araştırdıklarımdan öğrendiğim; diyet kafasından çıkın. Beyaz unun, şekerin ne kadar zararlı olduğunu idrak edin ve tamamen kesemeseniz bile azaltın. Bu arada ben ekmeksiz doymam diyenlerdenim ama beslenmeyle ilgili belgesellerde izlerseniz aslında ekmeğin daha çok acıktırdığını görürsünüz. Ben artık ekmeği hiç yemiyorum, belki ayda bir falan dışardaysak yerim. Bol bol hareket edin. Yürüyün. Vaktim yok demeyin. Zaman yaratın. Kafa olarak kendinizi hazırlayıp, ertelemeyin. Ben zayıflığı önceleri görsellik yüzünden istiyordum ama okudukça aslında sağlık için zaten böyle beslenmemiz gerektiğini anladım. Şimdi göbekli birini görünce direkt diyorum ne kadar sağlıksız ya, bütün yağları toplamış. (Hala biraz göbekliyim, sezeryan göbeği :))

Kendinize bir iyilik yapın ve sağlıklı yaşamayı tercih edin. Sağlıklı besinleri ve hareketi seçin. Sadece kendiniz için.

Sevgilerle..

Not: Görsellerin tümü Pinterest.com’dan alınmıştır.