Blog yazınız beklediğiniz ilgiyi görmedi mi? Gerçekten okunmaya değer bir yazının mutlaka bedava alışveriş çekleri vermesi gerektiğini falan mı düşünüyorsunuz? Blog yazısı yazmak ve bunu herkesin beğenmesini sağlamak için biraz taktik yapmalısınız. Bu düşünceleri öncelikle biraz rafa kaldırın. Blog yazılarınızın okunması ve siteye bol ziyaretçi çekmek için birkaç noktayı uygulamaya koymalısınız.
Mükemmel ve tam anlamıyla SEO dostu içerik üretmek çok iyi ama kimse okumazsa ne anlamı var? Kimse okumazsa ya da SEO dostu yazınıza tıklamak istemezse Google da sizi istemez.
Bu yazıda önereceğim anahtarları uygulamak, hem de hızlı çözümler sunması nedeniyle çok kolay. Eğer burada belirtilen 6 noktadan herhangi birini yaptıysanız paniğe kapılmanıza gerek yok.
Blog trafiğinizi artırabilmeniz ve blog yayınlarınızı okumayı seven okuyucularınızı düşünerek özel bir blog oluşturabilmeniz için uygun değişiklikleri yapmaya kesinlikle değer! Yaklaşık yedi yıllık blogumu daha dün açmışım gibi yeniden inşa ediyorum ve bundan mutluyum.
Blog yazınız neden okunmuyor? Okunmamasının 6 nedeni
Onu henüz kimseye gösteremediniz.
İnsanlara faydası dokunacak, birbirinden yararlı çözümler üreten bir blog yazısı yazdınız. Fakat istediğiniz tıklama sayısını almadı. Demek ki onu henüz kimse görmedi. Sosyal medya ağları bunun için var, hadi onları kullanalım. Youtube abonelerinize, Instagram takipçilerinize birer link gönderin. Sosyal medya sizin blog yazılarınız için kusursuz bir pazarlama aracıdır. Yazılarınızı Pin’leyin, Tweetleyin ve çok daha fazla kişiye ulaştırın. Facebook gruplarını, Linkedin bağlantılarınızı hafife almayın.
Çok fazla reklam ve yazılarınızı kaplayan pop up var.
Özellikle haber sitelerinde karşılaştığım rahatsız edici durum. Her yerden fırlayan pop-uplar yüzünden üç cümleden fala okuyamıyorsam, sürekli onu kapat bunu gizle demekten yazıya odaklanamıyorsam o siteye bir daha girmeyi düşünmem. Lütfen gereksiz pop-uplardan uzak durun. Sizin sitenize abone olmak isteyen bir ziyaretçi zaten sabit duran E-maille abone ol uyarısını da bulabilir. Bunu beş dakikada bir tekrarlamaya ve okuyucuyu sıkmaya gerek yok. Bu konudaki düşüncelerimi daha sert bir dille eleştirdiğim, adeta herkesi tahtından ettiğim yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Metninizi bölen hiç paragrafınız yoksa biraz sıkıcı olabilir.
Öğrenme güçlüğü çeken bazı kişilerin, parçalanmamış büyük metin cümlelerini kelimenin tam anlamıyla anlayamacağını biliyor muydunuz? Blog yazısı yazmak keyifli ama dikkatli olunması gereken bir alan. Öğrenme güçlüğüm olmasa bile bunu sevmiyorum. Dümdüz yazılmış, uzun bir metin beni gerçekten çok sıkıyor. Yazıyı belli bölümlere ayırmak hatta yazının başında çapa link kullanımı bunu keyifli hale getiriyor.
Görüntü veya grafik yoksa ilgimi çekmiyor.
Aslında yukarıdaki maddeyle hemen hemen aynı işlevden dolayı grafik ve görseller metninizi parçalamanızı sağlar. Aynı zamanda okuyucunun ilgisini her zaman aktif tutar. İdeal yazı puntosunda yazılmış, küçük ya da çok büyük olmayan harf boyutları da önemli bir noktadır. Görsel yönünden çekici olan bir yazı sitenize trafik çekmek için süper bir yoldur.
Başlığınız ilgimi çekmiyor! (Gördüğünüz gibi bazen küçücük detaylar ilgimi çekmiyor)
Başlık her şeydir! “Yeni kitabım” yerine, “Hayatınızı Değiştirecek Kitap” başlığı daha çekicidir. Evet böyle zamanlarda aklımıza Hürriyet haberciliğini getiriyoruz aklımıza ve onlar kadar da saçmalamadan tam kararında başlıklar üretiyoruz. Başlık ve içerik bağlantılı olmalıdır. İnternet haber sitelerindeki gibi başlıkta Uranüs hakkında yazı yazmış gibi davranıp içerikte Konya’dan bahsetmiyoruz.
Blog yayınınızı bulamıyor olabilirim.
Blog yayınınızı hiç pazarlamıyorsanız, insanların onu nasıl bulmasını bekliyorsunuz? Elbette SEO ve anahtar kelime araştırması hakkında bilgi sahibi iseniz o zaman harika olan arama motorlarından trafik alıyor olabilirsiniz, ancak sosyal medyanın bir amacı var, kullanmalısınız!