Bir defterin kapağını açmak, aslında kendine açılan bir kapıdır. Günlük tutmak sadece “bugün ne oldu” demek değildir; zihnin kendi kendini dinlemesidir. Edebiyat tarihinde birçok yazar, yazma eylemini bir zihinsel arınma biçimi olarak görmüştür. Ben küçüklüğümden beri günlük tutuyorum. 12 yaşındaki Çağla’nın neler hissettiğini böylece yeniden hatırlıyorum. Bu aralar biraz boşladım ama hala ajanda tutuyorum ve ajandama o gün ne hissediyorsam onu da yazıyorum.
Peki, neden günlük tutmak bizi sakinleştirir?
Kendini Dinlersin
Yazmak, düşüncelerimizi düzenler. Dış dünyadaki karmaşayı kağıda döktüğümüzde, zihnimiz o karmaşayı daha az taşır. Bu yüzden günlük tutmak, modern psikolojide de bilişsel boşaltım yöntemi olarak görülür.
Virginia Woolf’un günlükleri, onun yazılarını şekillendiren en saf alanlardır. Woolf, her gün yazdığı sayfalarla zihninin düzensiz akışını düzenlerdi. Ona göre yazmak, düşüncelerin sırasını bulduğu bir “iç düzen”dir. Günlük yazarken hiçbir sansür yoktur; bu yüzden kişi kendini en dürüst haliyle tanır.
Bugün psikologlar da günlük tutmayı bir terapi aracı olarak öneriyor. Çünkü:
- Yazmak, duyguları somutlaştırır.
- Zihindeki karmaşayı kelimelere dökmek rahatlatır.
- Süreklilik kazandıkça öz farkındalığı artırır.
- Kişi, kendine dışarıdan bakmayı öğrenir.
Günlük, kimse için değil — sadece senin için yazılır.
O yüzden mükemmel cümleler değil, dürüst satırlar yeterlidir.
Bir Edebiyat Öğretmeninden Küçük Tavsiye
Günlük tutmaya başlamak istiyorsan:
- Her gün sadece 5 dakika ayır.
- “Bugün ne hissettim?” sorusuyla başla.
- Cümlelerin kusurlu olmasına izin ver.
- Bir ay sonra dönüp okuduğunda, ne kadar büyüdüğünü fark edeceksin.
Sevgilerle
Yeni haberler için bu siteyi Google News’ten takip etmeye devam edebilirsiniz. Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz.
Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın – Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter.
Bu yazıyı daha sonra okumak için yazıdaki görseli Pin’leyebilirsiniz!
