Kitaplığımda yeni misafirlerim var! Virginia Woolf’un derin düşünceleriyle dolu “Kendine Ait Bir Oda”, Madame de La Fayette’in zamansız eseri “Cleves Prensesi”, William Shakespeare’in klasikleri “Veronalı İki Soylu Delikanlı” ve “Hırçın Kız” ile tanıştım. Okumadığım kitaplar bitmedikçe yenisi almayacağım dedikten bir gün sonra ben! Dayanamıyorum, bir kitabı almam için küçücük bir sebep bulursam hemen alıyorum. Nasıl olsa bir gün okuyacağım. İşte bu yazıda sizlerle kitaplığıma yeni eklenenler arasından dört kitabı paylaşacağım. Instagram hesabımda birçok kitap paylaşıyorum takip edebilirsiniz!
Belki de “Neden bu kitapları seçtim?” diye soracaksınız. Aslında, her ayın belli bir döneminde, tıpkı bu ay olduğu gibi, sade klasik türdeki kitaplara odaklanırım. Ancak bazen, zihnimin derinliklerinde farklı bir hikaye anlatan klasiklere veya derin düşüncelere sahip eserlere yönelmek istiyorum. Bu ayın seçimleri de tam olarak bu isteğimden doğdu.
Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda”su, kadının edebiyattaki yerini ve var olma mücadelesini ele alıyor. Woolf’un benzersiz üslubuyla yazılmış bu deneme, kadın yazarların ve sanatçıların karşılaştığı zorlukları, toplumsal baskıları ve özgürlük arayışını inceliyor. Woolf’un her cümlesi, beni derin düşüncelere sürüklüyor ve edebiyatın evrenselliğini hissettiriyor.
Madame de La Fayette’in “Cleves Prensesi” ise Fransız edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. 17. yüzyılda yazılan bu roman, aşkın, tutkunun ve ihanetin karmaşık ilişkilerini anlatıyor. Her sayfası, dönemin sosyal yapılarına, soyluların yaşamlarına ve duygusal çalkantılarına ışık tutuyor.
William Shakespeare’in eserleri ise zaten klasikler arasında taht kurmuş durumda. “Veronalı İki Soylu Delikanlı” ve “Hırçın Kız” da bu klasikler arasında yer alıyor. İlk kitap, aşkın ve düşmanlığın kesiştiği bir hikayeyi, ikincisi ise zeki ve özgür ruhlu bir kadının öyküsünü anlatıyor. Shakespeare’in dili, karakterleri ve hikayeleriyle beni her zaman etkilemeyi başarıyor.
Her yeni kitap, benim için yeni bir macera demek. Kitaplığımın raflarında bu kadar farklı türden eserin bulunması, benim de farklı dünyalara açılan kapılar aralamamı sağlıyor. Fantastik türdeki kitapları okumaya çalışmamın sebebi, belki de gerçek dünyanın sınırlarını aşmak, farklı evrenlere dalıp hayal kurmaktır. Ancak ara sıra, gerçek dünyanın derinliklerine, klasiklerin ve derin düşüncelerin evrenine dalma ihtiyacı duyuyorum.
Kitap seçimimde her zaman kalbimin sesini dinlerim. Bu ayın seçimleri de, kalbimin bana rehberlik ettiği yolculuklardan sadece birkaçı. Siz de kitaplığınızın yeni misafirlerini seçerken, kalbinizin sizi nereye götürdüğünü görmek için bir şans verin. Belki de yeni bir maceranın kapılarını aralar, kim bilir?
Yeni haberler için bu siteyi Google News’ten takip etmeye devam edebilirsiniz.
Sevgilerle
Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz.
Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın – Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter.
Bu yazıyı daha sonra okumak için yazıdaki görseli Pin’leyebilirsiniz!