Düğümlere Üfleyen Kadınlar – Ece Temelkuran

dugumlere-ufleyen-kadinla_159136_1-F25D-741A-B5AEKitabı almamda ki birinci neden yazarı Ece Temelkuran olsa da ikinci neden kesinlikle bu cümle;  “Çünkü Bir Erkek Bir Kadının Nefesi Kadar”

Öncelikle bu kitap için şunu söylemeliyim içinde siyaset çok az var. Bu aslında bir kadın kitabı diyebiliriz. Ben Ece Temelkuran’ın siyasi fikirlerini sevdiğimden almıştım, hatta ilk sayfalarda biraz hayal kırıklığına uğradım ama bir kitabı yarıda hiç bırakmam bu yüzden ısrarla devam ettim. İyi ki de bırakmamışım. Çok sürükleyici bir roman. Özellikle yalnızca Ece Temelkuran’ın betimlemesi ve özel cümleleri için bile alınabilir bu roman. Sevdiğim yerleri çizip not alırım kitap okurken bu yüzden benim kitabım biraz çizgi dolu oldu 🙂 İçinden özel sevdiğim cümlelerden birkaçı şöyle;

  • Sevgilim gibi sevmişti beni. Ama hem de dedem gibi. Anlıyor musun?
  • Ölümü böyle iç cebinde sevgilinin resmi gibi taşıyan memleketler cenazeleri niye hep hazırlıksız karşılarlar? Bu iğrenç desenli, pis battaniyeler…
  •  “Öyle bir küfür edeceğim ki, buradan ta Fizan’a yol olacak, dil bilimciler toplu intihar edecek.” (…) Fizan’ın bir de dönüş yolu var tabii! Çift şerit!
  •  “Nasıl kırıyorlar sonra bu kız çocuklarını? Nasıl kendilerine benzetiyorlar? Cinayet gibi. Belki biz de böyleydik. Sakatlanmadan büyüyebilseydik… keşke öyle bir bilgisayar programı olsa. Ruhumuz sakatlanmadan büyümüş olsak nasıl insanlar olacağımızı gösterse. Ona bakıp nasıl olmamız gerektiğini görsek.”

Ayrıca Ece Temelkuran twitter sayfasından bir süre buralarda yokum demişti. Daha sonra geri geldim diye twit atmıştı. Kitaptaki anlatıcının o olduğuna inandım çok uzun süre. Çünkü kitapta da gazetesinden atılan bir köşe yazarı anlatıyor. Ayrıca ülkesinde hemen hemen Türkiye’de ki olayları anlatıyor. Hala da o sırada gerçekten olayları yaşadı mı diye meraklardayım 🙂

Akademisyen Özlem Ezer’de bu kitapla ilgili inceleme yazısında şöyle yazmış;

“Nasıl okumalı diye sorarsanız: Fazla ara vermeden, 3-4 günde diyelim, yanında eğer sahiden varsa yasemin rakısıyla, olmadı benim gibi sade Türk kahvesiyle.4 Yarı yolda bırakılan adamların hatırına, tüm kırık kalplere ve seyyah bir hanımefendiye yakılmış ağıt niyetine Leonard Cohen’den Winter Lady şarkısıyla. Ha bir de sulugöz biriyseniz bir iki kâğıt mendille. Ama ağlak bir roman beklemeyin, çok eğlenceli yerleri var, o yüzden dokunaklı anlar sizi daha gafil avlıyor! (‘Cam kırıklarımızı Walid Bey’den korumak’ sahnesi nasıl güzel kurgulanmış ya da çölü geçerken Amy Weinhouse dinleyen Madam Lilla ve kadınların yorumları diyeyim, orada bırakayım).”

Zaten ister istemez kitabı okurken o duyguya giriyorsunuz. Mesela bir meyhanede Ummu Gulsum çalarken sohbet ettikleri bir sahne vardı. Bende hemen Ummu Gulsum açtım.. Daha bir güzel.

Kitap kahramanları gerçekten çok güçlü kadınlar. Amira, Maryam ve Madam Lilla. Kitapla bütünleşmeyi seviyorum ve kitabı okurken sanki ablalarımın hikayesini dinliyormuşum gibi okudum. Kısacası bu kitabı tüm güçlü kadınlara ve kadınların gücünü anlamak isteyen erkeklere tavsiye ediyorum..

Kitapla ilgili genel bilgiler; 

Arka Kapak Yazısı:

Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam…

O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın… Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu’da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden?

“Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız.”

Kitabın Yazarı:
Yayınevi: Everest Yayınları
Kitap Türü: Yerli Romanlar
Yayınlandığı Yıl: 2013
Sayfa Sayısı: 480

Yorumlarınız benim için değerli!