“Anne yarası taşıyan, gerek iş hayatında, gerek evliliğinde, gerek annesiyle sorunlar yaşayan ve hep kendini değersiz hisseden Smyrna, gittiği bir doktor muayenehanesinde bir gündüz düşüne dalar. Birdenbire kendini yeraltında kadın atalarının yanında bulur. Bu bilge ve güçlü kadınlar ona kendine güvenmeyi, gücünü ele almayı, yaralarını iyileştirmeyi, kendine annelik etmeyi, kendini kendinden doğurmayı öğreten kutsal bir yolculuğa çıkarırlar. Artık kız kardeşliğin, atalarından gelen dişil bilgeliğin farkındadır ve şimdi kadınları bir çember etrafında toplama zamanıdır.”
Kitap çok güzel bir zamanda elime ulaştı. Smyrna karnını tuttuğunda onu anlayabiliyorum. Benzer yerlerden geçtiğimizi görünce kitap benim için daha da anlamlı oldu. Toplumda yaşadıkları, kendi içinde yaşadıkları ve atalarına olan anlam arayışları beni çok etkiledi.
Annemi rahim kanserinden kaybettim ve kitabı elime alınca acaba okuyabilecek miyim böyle bir konuyu diye ürktüm. Şimdi iyi ki okudum diyorum.
Derin ve “mistik” bir konuyu gündelik hayatta sık sık kullandığımız cümlelerle anlatması gerçekten çok hoşuma gitti. “Nutellayı damardan mı alsak?” diye arkadaşlarımızla biz de birbirimize her depresyona girişimizde sormuyor muyuz? Smyrna bence birçok kadının hislerine tercüman oluyor.
7 Gün 7 gece gibi kendi halk hikayelerimizde de geçen sayıları görmek hoşuma gitti. Gizemli ama bizden bir yolculuğa tanık olmak isteyen herkese tavsiye ederim.
“Sen okumayı öğrendiğinde cümleler görünür olacak”
Anne Yarası
Kitabın yazarı Hüma Zeybek’i sosyal medyada takip etmek isterseniz Instagram hesabı burada. Sosyal medya hesabında imza günlerini ya da sohbetlerini paylaşıyor.
Yeni haberler için bu siteyi Google News’ten takip etmeye devam edebilirsiniz.
Sevgilerle
Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz.
Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın – Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter.
Yorumlarınız benim için değerli!