Mutluluğun Formülü Gerçekten Beklentisiz Bir Yaşam Mı?

Geçenlerde Sinan Canan’ın beklentisiz yaşam konusu üzerine bir videosuna rastladım. Beklentisiz bir yaşam, hayatı daha basit, hafif ve anın tadını çıkarmaya odaklanan bir yaklaşımı ifade eder. Bu biraz da “kaderini sev” anlamına gelen “Amor fati” mottosuna benziyor. Peki acaba Mutluluğun Formülü Gerçekten Beklentisiz Bir Yaşam Mı?

Amor Fati Nedir?

“Amor fati,” Latince bir ifade olup “kaderi sev” veya “kaderi aşkla kabul et” anlamına gelir. Bu ifade, özellikle Friedrich Nietzsche tarafından sıkça kullanılan ve savunulan bir felsefi kavramdır.

Nietzsche, “Amor fati”yi hayatı kabullenme, geçmişteki hataları ve olumsuz deneyimleri dahil ederek yaşama sevgiyle yaklaşma fikrini ifade etmek için kullanır. Ona göre, insanlar yaşamlarındaki her deneyimi kabul etmeli ve bunları bir şekilde sevmeli, çünkü bu deneyimler kişinin karakterini şekillendirir. Kaderi sorgulama ve sürekli olarak olumsuzlukları düşünme yerine, kaderi sevmek ve her anın tadını çıkarmak, insanın daha mutlu ve anlam dolu bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.

Amor fati, Stoacılık ve Zen felsefesi gibi diğer öğretilerde de benzer kavramlarla ilişkilendirilmiştir. Bu kavramlar, insanların hayatta karşılaştıkları her şeyi kabullenmeyi ve içsel huzura ulaşmayı amaçlar.

Bahsettiğim Sinan Canan videosu aşağıda. Lütfen izleyin!

Beklentilerden arınmış bir yaşam tarzı benimsemek, stresten uzaklaşmanıza, daha fazla iç huzura ve mutluluğa ulaşmanıza yardımcı olur diyor fakat bu asla kadercilik, arkana yaslanıp bir şey yapmadan önüne gelene razı olma durumu da değil. Bu arada razı olma da aslında bizim dinimize göre başka bir mutluluk anlayışı. Gelene “Eyvallah” diyebilmek.

Beklentisiz bir yaşam tarzı benimsemek, hayatın getirdiği değişikliklere ve sürprizlere açık bir zihniyeti içerir. Beklentiler yerine kabul edici bir tutum geliştirmek, hayatın karmaşıklıklarını daha iyi yönetmenizi sağlar.

Beklentisiz yaşam, anın tadını çıkarma felsefesine dayanır. Şu anki anı daha fazla değer vermek, geçmişi veya geleceği aşırı endişe etmek yerine anın tadını çıkarmak demektir. Beklenmedik olaylarla daha iyi başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Beklentileriniz gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğramak yerine, esneklik göstermek ve uyum sağlamak, stresi azaltabilir.

Beklentisiz yaşam, fazla tüketimden kaçınmayı ve basitliği teşvik eder. Daha az maddi şeye sahip olmak, sizi maddi endişelerden kurtarabilir. İnsanlarla olan ilişkide de Beklentiler yerine daha düşük beklentilere sahip olmak, sizi daha az hayal kırıklığına uğratır.

Beklentisiz yaşam, kişisel gelişimi destekler. Kendinizi daha iyi tanımak ve içsel olarak büyümek için zaman ayırmak için fırsat sunar.

Beklentisiz bir yaşam benimsemek kişisel tercihlere ve değerlere bağlıdır. Herkesin beklentilere farklı bir yaklaşımı vardır ve bazı insanlar daha minimalist bir yaşamı tercih ederken diğerleri daha planlı ve hedef odaklı bir yaşamı benimsemeyi seçebilir. Hangi yaklaşımı seçerseniz seçin, en önemli şey, kendinizi mutlu ve tatmin hissetmenizdir. Bu konuda benim biraz kafam karışık. Benim görüşüm daha çok iste ki daha çok olsun tarzında aslında. Bu da bir mutluluk kaynağı olarak değil hak ediyorum düşüncesine dayanıyor.

Bu arada benim tam olarak görüşüne daha bağlı olduğum filozof Arthur Schopenhauer çünkü kendisi diyor ki en büyük mutluluk sadece sağlıktır. Ben buna inanıyorum.


Yeni haberler için bu siteyi Google News’ten takip etmeye devam edebilirsiniz.

Sevgilerle

Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz.

Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın – Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter.

Yorumlarınız benim için değerli!