Kötü şeyleri söylemeye o kadar meraklıyız ki! Karşımızdakini takdir etmekten kaçınıyoruz resmen. İyi bir şeyi söylemekten çekiniyoruz. Tek düzgün ve düşünmeden yapabildiğimiz şey eleştirmek. Her şeyi, herkesi çok güzel eleştiriyoruz.
En iyi biz biliyoruz ve karşımızdakinin hayatında bir sorun varsa bu onun suçu. Bugün şekersiz beslenmede 4.günümdü. Canım çok tatlı istedi. Tam o sırada eşim aradı. “Sen yaparsın ya, çok iradelisin, kaç kilo verdin, devam et” gibi cümleler kurup beni epey gaza getirdi. Ama bir afalladım da tabii. Çünkü alışkın değilim. Ufak tefek cinayetler diye bir dizi var. İzleyen var mı bilmiyorum ama orada bir sahne vardı geçtiğimiz Salı günü. Serhan işten gelip eşi Merve’ye “Nasıl geçti günün, neler yaptın, gel sohbet edelim” falan diyor. Merve ne yapacağını şaşırıyor. “Ben kahve yapayım sana” diye geveliyor. Evlilikte iletişimsizliğin bence en güzel örneğiydi ama bu örnek artık her alanda var. Arkadaşlarımızla konuşurken, eşimizle, ailemizle hep bir geride duruyoruz. Sohbet etmekten zaten iyice uzaklaştık ama sohbetlerimizin de içeriğini negatif cümleler oluşturuyor.
Kelimelerinize, cümlelerinize bir bakın. Espiri yaparken bile karşımızdaki insanla dalga geçerek espiri yapıyoruz (bu aslında mizah duygusu hiç gelişmemiş insanların başvurduğu bir yöntem).
Bunlar için aslında egzersiz niteliğinde şöyle bir şey yapılabilir; 1 hafta boyunca eleştiri yapmadan, önyargılarımı kıracağım. Mesela sürekli söyleniyor musunuz? Herkese sinir oluyorsunuz, aslında siz doğrusunuz ama onlar yanlış. Bunları biraz azaltmaya çalışalım. 1 hafta uzun geldiyse önümüzdeki 24 saati düşünün. İçinizi olumlu cümlelerle doldurup, negatif düşüncelerden sıyrılmaya çalışın.
Farketmesek bile birilerini sürekli eleştirip durmak aslında en çok bizi yoruyor. Etrafımız negatifliklerle doluyor. Bir süre sonra her şey mutsuz etmeye başlıyor. Şimdi size başımdan geçen bir olayı anlatayım kısaca; üniversite döneminde yurt odasında gıybetin dibine vuruyoruz. Her gün birini çekiştiriyoruz. Ben de o zamana kadar dedikodu falan hiç sevmezdim. Ay artık nasıl bunaldıysam, çekirdekleri çitle her akşam konuş konuş bezdim. Dedim ki “kızım Çağla sen bir hafta gıybet yapma. İçin bir arınsın, bu ne böyle?!” Tövbe yarabbim, ben bir hafta kendimi tuttum. Herkes için iyi konuşuyorum. Dini duygularımda o kadar gelişmiş değil belki ama 1 hafta sonunda rüyamda ben atın üstünde gidiyorum. Önümde beyaz atın üstünde Peygamber Efendimiz 🙂 Yani bu tabii bilinçaltı artık, kendime bir ödül vermiş oldum. Aslında içimde sevmediğim bir olayı bitirip, iyi insan olma ödülü gibi bir şey.
Aslında negatiflikten kurtulmanın bir yolu da bence bu. Düşüncelerini hemen değiştiremezsin belki ama dilini tutabilirsin. Çıkmayan sözler bir süre sonra düşüncenden de uzaklaşır.
Karşındakini mutlu edersen sen de mutlu olursun. Sen onu takdir edersen ikinizinde günü güzelleşir. Sen ona güzel bir şey söyledin diye hayatından bir güzellik eksilmez. Aksine katlanarak büyür, gelir yine seni bulur. Hadi sen de benimle birlikte başla. Bugünden itibaren eleştirmek, başarısızlığını yüzüne vurmak yerine cesaretlendir, iltifat et. Ağzından çıkan cümleler kırıcı değil yapıcı olsun.
Sevgilerle..
son
30 Kasım 2017 at 16:41Cok pozitif bir yazı olmus.. kendimizi degistirirsek hayatimiz degisir.. 👍
hcagla
30 Kasım 2017 at 16:46Bencede öyle 💕 teşekkürler yorumunuz için
Elif bademlebuduk
30 Kasım 2017 at 23:28Önce biz güzel söz söyleyeceğiz, karşıdan beklemeyeceğiz ilk adımı ya da adımları 🌸🌸
hcagla
1 Aralık 2017 at 10:27Aynen öyle 💕🍂🌿
birgundemba
1 Aralık 2017 at 20:36Hazal hanim gerçekten yazınız yapıcı düşünceyi çok güzel desteklemis. . Sonuna kadar katılıyorum , ah bir takdir edebilsek, yigidi olduksek te hakkını yemesek kesinlikle dünya daha iyi bir yer olurdu. 😊 resmen yazdiklarinizda kendimi buluyorum . Düşünce akisimizi olumlu tutmakla biz onlara örnek olalım . 😊 sevgiyle ❤ 🎈
hcagla
1 Aralık 2017 at 20:50Haklısınız keşke böyle ılımlı olabilsek her zaman. Hem biz hem karşımızdaki mutlu olur
gagoriktosba
4 Aralık 2017 at 21:44Serhan eve gelir sohbet edelim der Merve ne yapacagini bilemez. bilemez tabi o akli hep kotu islere calisio. o Merve yokmu o Merve.
Hani Cem yilmaz in bi lafi vardi. hani biz marjinaldik lan dio. ayni onun gibi. dizilerde gorduklerimiz aslinda bizleriz. biz boyle olduk. haklisiniz. dibine kadar kokune kadar maalesefki haklisiniz
hcagla
4 Aralık 2017 at 21:51Çok güzel bir yorum yapmışsınız. Şimdi benim babaannemler falan aman ellerinde bi telefon bu teknoloji kötü be diye, bazen hakveriyorum 🙂
gultenkarakus
6 Aralık 2017 at 18:05Bu kadar olumsuz bir konuyu bu kadar olumlu bir şekilde işlemen gerçekten başarılı bir yazı
hcagla
6 Aralık 2017 at 18:37Teşekkürler 🙂