Bu aralar okuduğum kitap İhsan Oktay Anar’ın “Puslu Kıtalar Atlası” isimli o meşhur kitap. Maceraya Atılmaya Hazır Mısınız? Puslu Kıtalar Atlası Kitap Özeti bu yazının konusu.
Uzun zamandır bu kitabı okumak istiyordum, daha yarısına kadar geldim ama her gün okuduktan sonra kitap üzerinde biraz düşünmeye vakit ayırıyorum çünkü gerçekten insanın ufkunu açan bir kitap.
Özellikle kitapta karakterlerinden Uzun İhsan Efendi ve oğlunun konuşmalarından bir kısım çok dikkatimi çekti ve bunun üzerine uzun uzun düşündüm Uzun İhsan Efendi bir maceraya atılıp atılmamakta kararsız kalan oğluna şöyle söyledi: “Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü onun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. kendi payıma ben, dünyayı rüyalarımda keşfetmeye çalıştım. Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma”.
Ben özellikle çocuk doğduktan sonra kendimi pimpirikli biri olarak nitelendirebilirim çünkü aklıma hiç olmayacak şeyler gelir ve bunlardan korkarım. İlk zamanlar oğlan doğduğunda uzun süre dışarı çıkmadım bebekle beraber gezemem diye. Özellikle evde durdukça her şeyden çekinir olduğumu hissediyorum.
İlginizi çekebilir; Türk Edebiyatı Mitolojisi ile İlgili Kitaplar
Yeni Şeyler Keşfetmek
Korku ve cesaretsiz olma hali çok uzarsa elimizi kolumuzu bağlayan bir unsura dönüşüyor. Bir kez cesaretsizliğe adım attığında ise genelde uzun süre devam ediyor.
“Diğer insanların ne diyeceğinden, herhangi bir işin sonucunda ne olacağından ya da birini kaybedeceğimizden korktuğumuzda bir sonraki adımı atmamızı engeller.”
aklinizikesfedin.com
Bazen küçük ya da büyük maceraya atılmak gerekiyor. Aslında ne zaman başıma bir şey gelir diye değil nasıl yaşadım diye olaya bakmak lazım. Her zaman her durumda denemeliyiz, eğer bir şey başarmak istiyorsak bunu sadece oturduğumuz yerden planlayarak, düşünerek yapamayız bunu gerçekten deneyimleyerek bu işin içinde yer alarak yapabiliriz.
O zaman sizde motivasyonumuzu bulun yeni bir şey yaratmanın o eşsiz duygusunu yaşayın. Cesareti kaybetmemek dileğiyle..
Puslu Kıtalar Atlası Özet
Olay yeri ve zamanı; Konstansiyye, 1681.
Konu: Bünyamin’in, babasının yazdığı atlasın etrafında oluşan çeşitli maceralar.
Karakterler: Bünyamin, Uzun İhsan Efendi, Arap İhsan Efendi, Ebrehe, Zülfiyar, Hınzıryedi, Alibaz, Müşteri, Kubelik, Vardapet, Franz(Mesih).
Özet: Hikaye, Arap İhsan Efendi’nin seferden geri döndüğü zaman beraberinde Alibaz adlı küçük bir çocuğu da getirmesiyle başlar. Geldiği yer, yeğeni Bünyamin ile yeğeninin babası Uzun İhsan Efendi’nin yaşadığı iki katlı evdir. Alibaz’ı orada bırakır ve birkaç gün sonra ortadan kaybolur. Bir daha da göz önüne çıkmaz.
Puslu Kıtalar Atlası kitabında, ana karakterler olan Bünyamin ve Uzun İhsan Efendi’nin hikayesidir. Uzun İhsan Efendi’nin en büyük isteği bir dünya atlası yapmaktır. Ama o diğer meslektaşları gibi bunu dünyayı bucak bucak dolaşarak değil, rüyalarında bedenin engellerinden kurtulup ruhuyla dört nala giderek yapmak istemektedir. Bu amaçla kullandığı bir şurup sayesinde uzun süreler uyuyabilmektedir. Bir gün, Arap İhsan Efendi’nin çıktığı yolculuktan getirdiği, Frenk diliyle yazılmış bir kitabı Frenk dilini bilen Kubelik’e tercüme ettirmeye götürmüştür. Asıl maceralar da bundan sonra başlar.
Sevgilerle..
Yorumlarınız benim için değerli!