Belki biraz “ay içi geçmiş” diyeceksiniz ama bu akıllı telefonlar ve sosyal medya bizi çok bozdu yaa. Bizim sıradan bir akşamımızı anlatayım. Akşam yemekler yendi, çay koyuldu. Ele telefon alındı. Herkes sus pus. O zaman ne yapalım, muhabbeti keselim mi artık? Evet anlaşıldığı üzere bu benim klasikleşmiş iç dökme yazılarımdan biri olacak 🙂
Çocuklarda Telefon Bağımlılığı İçin En Etkili Çözümler yazısı da ilginizi çekebilir.
Aslında, cep telefonlarının ilişkiler üzerindeki etkisi o kadar arttı ki, kendi adı bile verildi: “phubbing”. Phubbing terimi sevimli görünse de oldukça tehlikeli. Bir tür bağımlılık. Çözüm ise konuşma dilini biraz yumuşatmada olabilir. “Telefon benden önemli!” gibi bir suçlama yerine “Akşam yemeğinde masada telefon olmasın” gibi bir şey söylemek daha olumlu bir sonuca giden yolu açabilir.
Bizim şöyle bir alışkanlığımız var, yemek yerken telefonu elimize almıyoruz. Onun yerine sohbet ediyoruz sandınız galiba ama hayır. Sadece yemek yiyip, belki bir iki kelime konuşup, kapanış. Gerçekten yemek yedikten sonra konuştuğumuz kelimeler sayılıdır. Birimiz kalkarsak diğerimiz bi su getirir misin falan diyoruz. Cümleler böyle.
Bu sadece bizim evde sanıyordum ama etraf hep böyleymiş. Kimse elinden o telefonu bırakmıyor ve giderek konuşacak şeyler azalıyor.
Hani okudukça okuyasın gelir ya konuşmak, sohbet etmekte böyle. Konuştukça aslında karşıdakini tanıyorsun. Ortak konuların oluyor.
Bu sadece evliliklerde böyle falan değil. Arkadaşlarlada aynı. Giderek daha az arkadaşa ihtiyaç duyuyoruz çünkü ne konuşacaksın ki yani?! Takip ettiğin topluluklar bile çok başka! Artık kişiliğim bile sosyal medyada takip ettiğim topluluklardan gruplardan ölçülüyor.
Sürekli karşımdaki insana ya şu telefonu bi bırak demekten, aynı cümleyi, dinlemediği için, 3 kere kurmaktan yorulduğumdan artık söylenmiyorum. Ben de ilgilenirim telefonumla diyip resmen ben de bağımlı oldum.
Bu yılın başında kendime daha az telefon daha çok insan diye söz vermiştim. Şimdi bunu uygulama zamanı.
Instagram hesabımda günlük paylaşımlar yapıyorum, bunlara harcadığım zaman en fazla 10 dk. Ne fotoğraflayacağımı ve yazacağımı gece uyumadan önce düşünüyorum. Planı yaptıktan sonra çekip yayınlamak zaten 5 dk. O yüzden Instagram paylaşımlarıma kısıtlama getirmeyi düşünmüyorum.
Bunun dışında boş boş telefona bakma huyum var. İnternette hiç işime yaramayacak boş sayfalarda saatler geçirebiliyorum. Amacım bunları kaldırmak.
Ayrıca gece yatak odasına telefon sokmayacağım. Gece yatmadan sadece kitap okuması yapmayı planlıyorum.
Daha az ekransız, daha çok kitaplı günler diliyorum kendime 🙂
Eğer karşınızdaki değişmiyorsa siz değişin. Mesela telefonumda blog yazılarımı da artık şöyle yazmaya başladım; konuşarak yazıyorum. iPhone’larda böyle bir özellik var siz konuşuyorsunuz o yazıya geçiriyor. Böylece siz daha kısa zamanda daha uzun yazılar yazabiliyorsunuz.
Bırakınız onlar telefon ekranından bir dünya izlesinler, siz gerçek dünyanızı yaşayın.
Sevgilerle
Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz.
Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın – Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter.
Samet Aykın
19 Temmuz 2020 at 23:27Çok mükemmel yazı olmuş bir solukta okudum daha önce bu yazınızı nasıl görmedim anlamıyorum. Bu bağımlılık ancak bu kadar iyi açıklana bilir. Teşekkür ederim.
Hazal Çağla
19 Temmuz 2020 at 23:43Teşekkür ederim beğenmenize çok sevindim 😊